Gize Piramidi'nde 1872 yılında keşfedilen üç gizemli nesne, arkeologlar arasında tartışma yaratmaya devam ediyor. Waynman Dixon tarafından bulunan ve "Dixon Kalıntıları" olarak bilinen bu kalıntılar, bir taş top, kanca şeklinde bir bakır nesne ve bir ahşap çubuktan oluşuyor. Neden ve nasıl piramitlerde bulunduğu ise hala gizemini koruyor. Gize Piramidi'nden çıkarılan üç nesne hâlâ gizemini koruyor. Piramitlerin en büyüğü ve en ünlüsü olan Giza, Dördüncü Hanedan'ın ikinci Firavunu Khufu'nun mezarıydı. Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan piramit, büyük ölçüde sağlam kalmasına rağmen, bugüne kadar içinden sadece üç nesne çıkarılabildi. İlk inşa edildiğinde piramit 146 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 230 metre kare bir tabana sahipti. Bu boyutlar, içinde keşfedilecek çok sayıda tarihi eser ve nesne olacağı anlamına gelse de, arkeologlar ve diğer tarih uzmanları şu ana kadar sadece üç spesifik nesne bulabildi ve bu nesneler de kendileri kadar gizemli. Nesneler ilk olarak 1872 yılında 19. yüzyıl İngiliz kaşifi Waynman Dixon tarafından Kraliçe Odası'nda keşfedildi. Dixon, bir taş top, kanca şeklinde bir bakır nesne ve bir ahşap parça buldu. Bu üç eser kısa sürede "Dixon Kalıntıları" olarak bilinir hale geldi. Ancak, nesneler Britanya'ya getirildikten kısa bir süre sonra kayboldu. Bunlardan ikisi (bir top ve bir kanca) bulunarak British Müzesinde muhafaza edilmeye başlandı. Ancak, ahşap çubuk 70 yılı aşkın süre boyunca bulunamadı. 2019 yılında küratör asistanı Abeer Eladany, Aberdeen Üniversitesi'nin müze koleksiyonlarındaki eşyaları incelerken o koleksiyona ait olmadığı anlaşılan bir parçayla karşılaştı. Böylelikle son nesnede bulundu. Peki, bu nesneler piramidin içinde ne arıyordu? Dixon ilk keşfettiğinde, The Graphic gazetesi, nesnelerin büyük olasılıkla "piramitleri inşa eden işçilerin kullandığı ağırlıklar ve ölçü birimleri" olduğunu söyledi. O dönemde yazılan raporada "Bırakıldığı konum, iş devam ederken ve inşaatın erken bir döneminde orada bırakılmış olduklarını gösteriyor." ifadeleri yer aldı. Aberdeen Üniversitesi Müzeler ve Özel Koleksiyonlar Başkanı Neil Curtis, bu eşyaların Yeni Krallık döneminde firavunların antikaları kendileriyle birlikte gömerek geçmişe devamlılığı vurgulamaya çalıştıklarını ve kasıtlı olarak sakladıklarına inanıyor. İngiliz Müzesi'nin sitesine göre, "Khufu dönemine ait sunular olduğu düşünülen bu nesneler ya gerçek aletler ya da alet modelleriydi, ölen kralın sihirli bir şekilde geçitten geçerek cennete gimesini sağlamak için yerleştirilmiş olabilirler." denildi.
Eladany'nin "kayıp" sedir parçalarını keşfetmesi ve piramit içinden daha önce hiç görülmemiş görüntülerin ortaya çıkmasıyla, ahşap parçaların aslında ilk düşünüldüğünden çok daha eski olduğu ortaya çıktı. Ahşabın "M.Ö. 3341-3094 yılları arasında bir döneme ait olduğu belirlendi. Bu, Firavun Khufu'nun hükümdarlık dönemi olan M.Ö. 2580-2560'dan 500 yıl daha erken. Bu, Dixon Kalıntılarının piramidin inşasına ait orijinal eserler olduğu ve odaları keşfedenler tarafından bırakılmadığını destekliyor.
Ancak Curtis, "Şimdi bu nesnelerin kullanımı konusunda bilim insanlarının tartışması gerekecek. Bu keşif, Dixon Kalıntıları'na olan ilgiyi kesinlikle yeniden canlandıracak ve Büyük Piramit hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlayacak," diyor.
